bugün

entry'ler (102)

jethro tull

05.12.2015 cumartesi gecesi kentimizde ‘The Rock Opera’ konseptiyle bir kez daha sahne alacak sıradışı rock grubu.

rosemary s baby

bu filmde oynarken 23 yaşındadır Mia Farrow.
bu ne güzelliktir, bu ne muhteşem oyunculuktur, bu ne üst düzey bir korku atmosferidir.
Polanski zirveyi 1968'de koymuş. Korku filmi çekmeyi düşünen yönetmenler önce bu filmi bilmem kaç kez izlemeli, Sonra hâlâ cesareti kalırsa yeteneğini sınamalıdır.

gülten akın

şiirleriyle yaşamaya devam etsin diyelim.
Bir şair için daha ötesi var mı?

invisible woman

Ralph Fiennes'in ikinci yönetmenlik denemesi
Gerard Butler'la başrolleri paylaştığı ilk filmi Coriolanus günümüz balkan coğrafyasına benzer bir sanal ülkede geçen tuhaf bir Shakespeare uyarlamasıydı. Fazla beğenilmedi sanırım ama yine de zamanın Hollywood jönünün ilk yönetmenliği diye bir ölçüde ilgi çekti.

Bu filmde de yine klasik ingiliz edebiyatı gezindiği sular, ki bu kez gerçeğin ta kendisi.
Fiennes, yazar Charles Dickens'in kendisini oynuyor burda. Dickens o yılların Britanya'sında romanları ve oyunlarıyla bir yıldız adeta. Evli barklı koca Dickens'ın 18 yaşındaki gizli sevgilisi ve büyük aşkına odaklanıyoruz. Hiç fena olmayan bir aşk ve dönem (öyle deniyor ya eski tarihlerde geçenlere) filmi.
Bir de sanırım Hollywood'da popülerliği azalan ingiliz oyuncular, ülkelerine dönüp ağır sanat filmleriyle bir yeni cins "itibar" kazanmaya çalışıyorlar

youth film

The Great Beauty'nin oscarlı italyan yönetmeni Paolo Sorrentino yine benzer lezzette bir film yapmış. Film baştan sona isviçre dağlarında bir otelde geçiyor. Eşsiz manzaralar. Kendi hayatlarıyla hesaplaşan uçuk ve eşsiz karakterler.
Michael Caine artık sahneye çıkmayan ve ingiltere kraliçesinin özel davetini dahi ısrarla reddeden ünlü orkestra şefi. Rachel Weisz onun (eşi tarafından aldatılmış) mutsuz kızı,
Harvey Keitel yaşlanınca kariyeri inişe geçmiş ve bunu sindiremeyen ünlü yönetmen, Paul Dano kariyeri ile derdi olan mutsuz ünlü oyuncu, Jane Fonda yaşlanmış bir femme fatale, bir de rehabilitasyon için otelde olan şişmanlıktan yürüyemeyen Maradona var. Ve dahası da.
Film alışıldık bir konu üzerinden ilerlemiyor tıpkı Great Beauty gibi. Görsellik ve karakterlerin iç hesaplaşmalarına vurgu yapan bir sanat eseri. Uygun modda izlemek lazım.

secret in their eyes

bugün vizyona girdi. Bakalım bu Arjantin başyapıtının hakkını ne kadar verebilmişler?
orjinali büyüleyici güzellikteydi. gerilim, gizem, şüphe, öte yandan o kavuşulamayan aşk.
Zor deneme. Format uymuyor bir kere.

sinemia

Kullanıp memnun kalan yahut aksaklıklar yaşayan sözlük yazarlarının bilgilendirmelerini beklediğim enteresan oluşum.

philip glass

Bu arada bir magazin bilgisi olarak, Katia Labeque'in John McLaughlin'in eski manitası olduğunu, birlikte konserlere çıkmış olduklarını da ekleyelim.

philip glass

Bir çok Hollywood blockbuster filminin müziklerine imza atan, çağdaş besteci ve müzisyenlerin en büyüklerinden Philip Glass, aralarında Bifo'nun da olduğu 5 ulusal orkestranın siparişiyle bestelediği (diğerleri Los Angeles Filarmoni Orkestrası, Orchestre de Paris, Göteborg Senfoni Orkestrası ve ispanya Ulusal Orkestrası) iki Piyano için Konçerto bu akşam (19.11.2015) Türkiye prömiyerini yapacak.
Solistler dünyaca ünlü piyanist kardeşler Katia ve Marielle Labeque.

9 kasım 1988

Türk futbol tarihinde sarı kırmızı bir devrimin başlangıç günü

vivian maier

finding vivian maier belgeseli gerçekten etkileyici. Aldığı bir sürü ödül, oscar adaylığı, metacritic'deki yüksek puanlar falan tamam da, asıl hikaye şu:
insanoğlunun barındırdığı mucizevi potansiyel. Kimi zaman vitrine çıkabiliyor, muhtemelen çoğu zaman da sessizce toprağa giriyor kimsenin haberi olmadan.

son 25 yılın en iyi filmleri

ilk 3 denilince yanlış anlamalara yol açmış.
250 milyon (oha ikiyüzellimilyon) IMDB kullanıcısının oylarıyla son 25 yılın en iyi filmleri
(Bu öyle Top100, Top500 vs gibi bir sıralama diil, oylarla her yıl için tek bir en iyi seçilmiş)
Tamamı şöyle.
2014: Interstellar
2013: The Wolf of Wall Street
2012: Django Unchained
2011: Intouchables
2010: Inception
2009: Inglourious Basterds
2008: The Dark Knight
2007: Into the Wild
2006: The Departed
2005: Batman Begins
2004: Eternal Sunshine of the Spotless Mind
2003: The Lord of the Rings: The Return of the King
2002: The Lord of the Rings: The Two Towers
2001: The Lord of the Rings: The Fellowship of the Ring
2000: Memento
1999: Fight Club
1998: Saving Private Ryan
1997: Life Is Beautiful
1996: Fargo
1995: Se7en
1994: The Shawshank Redemption
1993: Schindler’s List
1992: Reservoir Dogs
1991: The Silence of the Lambs
1990: Goodfellas

brian wilson

The beach boys'un beyni (işitme kayıplı, şizofrenik, sayısız hit şarkının bestecisi, yani başlıbaşına muamma) Brian Wilson'un öyküsünü anlatan filmde gençliğini Paul Dano (zaten her rolü sayko adamın), ortayaş dönemini ise (zamanın babyface oyuncusu, Identity'den sonraysa yine epey sayko rolde izlediğimiz) John Cusack oynuyor.
bU nasıl bir casting düşüncesidir, çözemedim.

robin williams ın intiharıyla ilgili yeni bilgiler

intihardan 3 ay önce parkinson tanısı konulmuş. Ve yapılan otopside de bu hastalıkla ilişkili olduğu düşünülen, beyin dokularını işlevsizleştiren bir protein birikiminin sebep olduğu Lewy body demansı denilen bunama nedeni saptanmış.
Bilişsel ve duygusal becerilerin zamanla dağılıp gittiği, halüsinasyonların hakim olduğu bir süreç yani.
Kronik depresyonu da tetiklenmiş bu dönemde.
intihar etmese, zaten 3 yıl falan (o da kimbilir ne hallerde) yaşayacakmış.
Feci halleri var insan olmanın, tam nereden nereye durumu.

frankfurt jazzkeller

ağustos 2015 programı şu şekildedir:
http://www.jazzkeller.com/programm/nextmonth.htm

rio de janeiro

Corcovado tepesinden o eşsiz manzarayı izlemek için, bulutsuz bir günü ve gökyüzünün sisle kaplı olmadığı saatleri seçmek zorundasınız. Yoksa onca zamanın, paranın ve beklentinin boşa çıkması kuvvetle muhtemeldir.

sezen aksu açıp ağlamak

Ki sezen Aksu'nun kendisi de, "Arkadaş" şarkısını duyunca ağlarmış.

yurtdışına gideceklere 101 tavsiye

part 13 ise konuyu başlıkla alakası olmayan öznelliklere taşımış.
Haddim değil, yazarın takdiridir ama bu bölüm, bütünün etkisini azaltma (hatta yok etme) riski taşıyor.
başka bir başlıkla ve ayrı yazılaydı uygun olurdu sanki.

yurtdışına gideceklere 101 tavsiye

YAZARIN PART 11'DE ULAŞTığı FELSEFi BOYUT TAKDiRE ŞAYAN. BU BOYUTTA BiRAZ DAHA DERiNLEŞiLMESi, metni gezi önerilerinin ötesine taşıyacak sanki.

gülümsemek

ortada hiçbir sebep yokken dahi (yani etraftakilerin neden gülümsüyor bu salak diye düşünmelerini göze alarak) yapılacak yüz kasları hareketi, sinir sistemine (mutlu olunmasını gerektiren bir şeyler var) şeklinde sinyaller göndermekte ve serotonin düzeylerini yükseltmektedir.
yani kendimizi sebepsiz yere gülümsemeye zorlamak yahut gülümseyişi taklit eder şekilde yüz kaslarını hareket ettirmek, iyi hissettiren ve gayet sağlıklı bir şeydir.